Cırcır Böceği ve Mitolojik Kadınlar (III)
BÖLÜM III
Gülüşmelerimize uyanıyor Hakan. Gözünü açtığımı gibi uzanıyor bagajdan sabah suyunu servis ediyor bize. Ersin ilk tokuşturmayı
koalisyon dönemin kapattığımız Beril adamamızı talep ediyor. Ya Beril’e ya Pril’e.
Kötü şakalarımızla mutluyuz komik kedi videosu izlettirmeyen son
insanlarız. Berkay lafa giriyor ‘Bu
hatun seni aldattı seni aldattığı çocuğu da aldatırsa senin davan düşer bence.’
Geğirerek es veriyor. ‘Aldatır da !’ Arabadan iniliyor. Kumanyalar kontrolü ve
yerleşimden sonra vuruyoruz bayıra çayıra kendimizi. Pek bilinmedik bir taraftan tırmanıyoruz.
Önden önden gidiyorum. Arkama bakmadan tozu dumana katarak. Bir koku geliyor
arkamdan büyük ihtimalle ikili Hollanda dönüyor bizimkiler. Tepmeye devam ediyorum yolu sıkı sıkı.
Bizimkilere epey fark attığımı fark edince bir taşın üzerine çöküp cıvıl orman
korosu (cırcır böcekleri hariç) bir çivi daha giriyor tabutuma. Kalkarken dede
yadigarı manyetolu çakma düşüyor kuru otluğa, uzanıyorum biraz daha süzülüyor
bir adım daha uzanayım derken...
Bu aşamadan
sonrası her şeyi bilen üçüncü veya dörtte olabilir anlatıcı da.
Başlıyor alp disiplini kayağa. Bir çukurun içinde
sonlanıncaya kadar. Yaklaşık üç saatte aldığı mesafeyi yuvarlanarak ve netice
üzerinde kayarak yaklaşık iki buçuk katı yolu yaptı. Çukurda yüzülmüş
derilerinin yangının üfleyerek söndürmeye çalıştı. Çıkmak için sayısız deneme
yaptı nasıl bir doğa olayı sonra oluşmuştu bu saçma çukur. Şimdi bağırmaktan
sesi kısılma aşamasına geçti Esin Naci,
Burak, Berkay, Hakan isimleri farklı kombinasyonlara sokarak bağırmaya devam
etti. Dizlerinin üzerine çöktü yirmi senede bu isimler bu kadar ağzından
çıkmamıştı. Tanrının varlığı ve yokluğu
adına her şeyi gözden geçirdi. Çukurun köşesine oturdu ağlmaya başladı. Sigara
üstüne sigara yakıyordu. Ümitsizliğine
kucağına oturduğu sırada bağırması sonlanmıştı. O anda bir ayak sesi duydu.
Yardım edin, kurtarın beni ve help me.
Evrensel olarak kurtarılmayı bekliyordu. Çukurun başında biri belirdi.
-Merhaba beyfendi.
-Bana yardım et.
-Durun çantamdaki iple sizi kurtaracağım.
Yukarıda ipi hazırlarken kadın ‘İçerisi nasıl ?’ tebessümle
sordu.
-İlk önce soğuk ama girince alışıyorsun.
Tebessüm kahkahaya dönüştü.
-Hanımefendi lütfen kurtarın beni !
Deriden bir matara attı kadın çukura.
-İki dakikaya hazır.
Biberon gibi emmeye başladı. Sahura kalkamayan oruçlu gibi
lık lık içti. İp aşağıya sarkıttı kadın. Bu ip bir dönüm noktası olmuştu ona.
-Çok teşekkür ederim iyi ki kulak verdiniz bana.
-Olur mu öyle şey insanlık görevi bu beyfendi. Ben orada
yardıma muhtaç durumda olsam sizde aynısını yapardınız. Yaralarınıza pansuman
yapalım. Nasıl oldu da düştünüz buraya ?
Kadın konuşmaya devam ederken. İçinden geçenler, hayır
kurtarmazdım yanınıza atlayıp o çukurda seninle koloni kurardım.
- Beyfendi iyi
misiniz ?
O an kadının abartılı kibarlığını fark etmişti.
-Tabi ki kurtardım. İnsanlık ölmedi !
Kadını acımasızca süzüyordu sağ göğsü biraz küçükmüydü
Berrak Tüzünataç’ın kaslı hali. Ne kadar güzel gözler. Sicim gibi esmer ten.
-Sandaletleriniz çok güzel...
Yavşamaya başlamıştı hayatını kurtaran kadına arkadaşları
umrudışı olmuştu, kurtulduktan sonra.,
-Çok güzel bir bölgedir şuan da ne güzeldir oralar yıllar
önce belki de asırlar oluyor oraya gitmeyeli.
-Asırlar mı ?
Gülmeye başladı.
Yıldırım hızın geçebilecek hızda bir tekm geldi beline yere
uçarak kapaklandı. Kafasını kaldırdığında iki kadın ellerini bağlıyor.
-N’olyo amınakoyim. Yardım etsene ne bakıyorsun.
Karşısındaki kadın kafasını çevirdi. Ağzını, ayaklarını ve
ellerini bağladılar. Nasıl bir kumpasa düştüm diyordu. Kimin tavuğuna kışt
dedim.
-Bunlar amazon karısı mı ?
arkası yarın...
Yorumlar