Kayıtlar

2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

İthaf / Cahit Irgat

İthaf Cahit Irgat Niçin yaşadığını, öldüğünü bilmeyen dert çeken dost Çürüyen dost, Sizin için söylüyorum Milyonlarda harp ölüsü adına İyiliğin, kardeşliğin, ümiden Aynı hakkın, hürriyetin insanlığın şarkısını II Biz insanlar Bir avucun Beş parmağı kacar kardeş Boyun eğmiş, razı olmuş Gömülmüşüz çamuruna alın terinin Mayasına hamuruna kara ekmeğin. Fabrika bacaları çatlayacak hırsından Sefaletler, felaketler ve kötü niyet Her gün götürüyor içimizden birini Şu fabrika, şu vapur, lokomotif düdüğü Şarkısını tekrarlıyor ezilmişler şehrinin. IX Mevyesini esirgeyen ağaca Omuz veremiyoruz, Bunun için adımız kötüye çıktı Tecrit kamplarında çıldırdı İşçiler, talebeler, genç kızlar XIII Anne girmem bu oyuncak dükkanına Orda toplar, tayyareler, tanklar var. Seviyorum söğüt dalı atımı Tekme atmaz, ısırmaz Ben yaşamak istiyorum Ağaç gibi sessiz sessiz ve rahat Karınca kararınca değil, serile serpile boylu boyumca. Anne girmem bu oyuncak dükkanına orda toplar, tayyareler, tanklar var. XXI Gül be top

Mavi Kuş

Resim
Mavi Kuş bir mavi kuş var yüreğimde çıkmaya can atan ama ben ondan güçlüyüm, kal, diyorum ona, kimsenin seni görmesine izin veremem. bir mavi kuş var yüreğimde çıkmaya can atan ama viski döküyorum üstüne sigara dumanına boğuyorum, fahişeler, barmenler ve bakkal çırakları hiçbir zaman bilmiyorlar onun orada olduğunu. bir mavi kuş var yüreğimde çıkmaya can atan ama ben ondan güçlüyüm, yat lan aşağı, diyorum ona, ocağıma incir dikmek mi niyetin? Avrupa’daki kitap satışlarımı sabote etmek mi? bir mavi kuş var yüreğimde çıkmaya can atan ama zekiyim, sadece geceleri izin veriyorum çıkmasına, herkes yattıktan sonra. orada olduğunu biliyorum, derim ona, kederlenme artık. sonra yerine koyarım yineama hafifçe öter tamamen ölmesine de izin vermiyorum ve birlikte uyuyoruz gizli antlaşmamızla ve insanı ağlatacak kadar güzel, ama ben ağlamam, ya siz? Sarah Boos #Bukowski Dinleti şeklinde tavsiyem. https://www.youtube.com/watch?v=89rf5wabXCA

De Brevitate Vitae

Resim
Geçmişe dön ve en son ne zaman amacından emin olduğunu düşün; ne kadar az gün amaçladığın gibi sonuçlandı; yüzün en son ne zaman kendi kendisini gösterdi; usun ne zaman huzursuzluktan uzaktı; böylesine uzun bir yaşamda nasıl bir başarın olduğunu söyleyebilirsin; sen ne yitirdiğinin bilincinde değilken kaç kişi varoluşunu yağmaladı; sebepsiz keder, budalaca zevkler, açgözlü istekler ve toplumun çekiciliği yüzünden ne kadar zaman yitirildi, kendi zaman ambarında sana ne kadar zaman kalmış. Düşündüğünde zamanından önce ölmekte olduğunu anlayacaksın.                                                                #Seneca - Yaşamın Kısalığı Üzerine Angel of Death giving a welcoming depiction of the archangel of death, [1]  as usually attributed to Azrael, by  Evelyn De Morgan , 1881.

Tarkovsky

Resim
Kendinizle daha çok başbaşa olabilmeniz için, tek başınalığı sevmeyi öğrenin... Birey çocukluktan itibaren kendi başına olabilmeyi öğrenmelidir ve bu yalnız olmak demek değildir, kendinden sıkılmamak demektir. Ki kendinden sıkılmak çok tehlikeli bir semptomdur. #Tarkovsky

İsmet Özel

Adını 'bir gün fazla yaşamak' koyduk. İsmet Özel

1800 Yıllardan Sonra İlk Defa

Dönüş Tren garına tren yanaştıktan sonra bekleyen sakinler kapıya doğru yöneldi. Kimisi ailesine kavuşmanın heyecanı kimisi şehir hastahanesinde şifa kimisi ise sezonluk işçi… Aynı Gün Saat 14:26 aynı gün. Şehir üzerine dökümlü bir buluz geçirmiş terli ve epeyce yorgun. Eşşek dağına doğru gidiyorum bir ıhlamur ağacının altında kitap okumanın heyecanı belki de birkaç kelam yazabilmenin heyecanı…     Ahır Babamın her sabah temizlediği ahır. Dedemin korku saldığı hasır iskemle. Şu an üzerinde oturduğun. Bir fiske yemeden oturduğun. Rutubet kokusu ve şu köşede yenilmiş bir çiçeğe. Hep sinirli hep öfkeliymiş kahveci Lütfi. Ta ki lakabı topal Lütfi olana dek. Belki de babam ayakları olduğundan beri. Bu yüzden pişman pişman bakardı gözlerine. Toprağı bol olsun. Ben hep o hüznü hissettiğim de sorardım. Bitmez sorularım   ben sorardım o anlatırdı. Askere gidene kadar ayakkabıyı bilmediğini, çalışkan olmayı ve sonra yine çalışkan olmayı. Babam olsa bıkardı, o bıkmazdı, anlatırdı.