Hikaye

Bir varmış bir yokmuş deniz aşırı ülkelerin birinde Cesareti olmayan insancıklar gurura sığınırmış. Kimse kimseyi anlamazmış. Bu anlaşılmazlıklar içinde herkes birbirinin ayağına basmadan yürürmüş. Bazen uçsuz bucaksız denizin iyotu çarptığında yüzlerine durulur, düşünür mucize beklermiş. Ardından o günlerin birinde, Yılda bir kere göz gözü görmez karanlık çökermiş. O karanlıkta birbirine gözükenler bütünleşirmiş. Mutlu olurmuş ve bu mutluluk sadece o geceye ait kalır gün geçtikçe azalırmış. Her hikayede olduğu gibi biri varmış özelmiş. Sadece bir kadının yüzünü yalamamış bu iyot ve karanlık. Kadın farketmediği tek şey denizin kıyısına yanlış zaman da gitmesiymiş. Yapay karanlıklarda üç kez bütünleşmiş ama yapaymış. Plastik ve irin kokmuş üzeri. Bütün eşyaları özenle toplamış  renklerine göre sıralayıp bavuluna dizmiş ve ülkenin en korkunç dağına gitme kararını gerçekleştirmek için yola koyulmuş. Dar patikalarla dolu sarp kayalıklarla örülü bu dağa parmak uçlarında bir sincap gibi tırmanmaya başlamış. Gözleri yeşile aşina kadın her engeli aştığında gözünden bir damla yaş süzülürmüş soğuk rüzgara karışan. Durmadan tırmanmış pes etmezmiş hiç birşeyde bu sefer aklına tırnaklarını geçiren yılgınlık pençeleri geçmeye başlamış. Bitap halde topuklarından süzülen kanla göz yaşıyla zirvedeki karların üzerine salmış zarif gövdesini. Saçları dayanılmaz rüzgarla kapaklandığı kar hacminin üzerinde süzülüp gitmiş. Zaman yumuşayıp ağırlaşmaya başlamış. O anda bir ay çıkmış limondan daha sarı, sicim sicim ışıyan. Karların üzerinde titreşim veren adım sesleri ve kadının duyularındaki artış muhteşemmiş. Kadın kar tanelerinin yuvarlanması ağaçların uğultusu yuvasındaki kar kurtlarının hareketlerini duyar olmuş. Adımların sesleri git gide yaklaşmış. Kadın korku ile fırlamış ağırlığıyla oluşturduğu kar çukurundan. Adamınnbiri gelmiş, sıskaca uzun boylu iki eli dolu ve yıllardan beri bu insan hasretine bu insan hamasetine karşı koyan gözlerle kahveyi bırakmış. O karlar üzerinde saçları danseden zarif gövdeli İpek saçlı gözleri yeşile çalan kadın ne yapmış hala bilinmez ? Bir şehir bir milli efsane midir sorulmaz...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

OLSUN DA GÖR

Göç

Cırcır Böceği ve Mitolojik Kadınlar (III)