Kayıtlar

Göç

Resim
 Ayağım eski bir zamire takıldı Tutturmuşuz bi' hülasa telaşı Gökyüzünü durmadan çekiştiriyoruz Büyük müstahsil Mevsimi geçkin kuş misali 

Hayat

Resim
  Daktiloya çekilmiş kağıdın arkasında şu dörtlük vardı; Yüzün, sevginin armasıydı Yüzün, iyiliğin atlası Hüzün yabancı değil bana Hep kursağımda duran ‘Kaçıncı kilometresi bu kağıdın?‘ Başlıyordu yazı hakikaten kağıdın köşeleri yıpranmış bıraz nemli ve hamura dönmek üzereydi. Ön yüzündeki daktilo vuruşları ve arka yüzündeki mürekkep iç içe girmiş hiç okunaklı olmayan bir el yazısını iyice zorlaştıran bir hale sokuyordu. ‘Kaç tren, kaç vapur, kaç troleybüs ve kaç otobüs. Vay ki ne vay! Demek böylesine demleniyor hatıralar sonra böyle sağılıyor imbiğinden en sonunda süzgün icmal. Bödge, hala körpe midir?’ Kelimelere bakılırsa sizin de takdir edeceğiniz gibi yakın geçmiş. Bödge ise çağ ve zaman anlamına geliyor ayrıca troleybüs ise İstanbul, Ankara, İzmir ve Malatya’da faaliyet göstermiş. Yıllara ortalama olarak değerlendirdiğimiz de ise başlangıçları 1954 İzmir, 1961 İstanbul, 1947 Ankara ve 2015 Malatya. Malatya ihtimali tabi ki de manasız kısmına giriyor. Vapur ise Ankar...

Zaman Aşımı

Resim
 Kandırıyor bizi Mart, ilkbaharın alaycılığı dolaşıyor gündüzleri körfezde, akşam ise ayaklarımız buz. Taşlaşmış duyguların imbiğinden imtihansız dökülüp gidiyor fasıl, salataya biraz daha tuz. Kahkaha ve rabarba dolu solan. Bulanık zihinlerimizi örtüyoruz. -sahi ‘insan unutmasa nasıl yaşar?’ (Konuşma diliyle yazılmış, yine kargaşa içinde cümlelerim) -yahut ‘yalnız insanlar daha fazla mı anımsar?’ Lüfer ver,  yarım porsiyon barbun falan. Sözgelimi herkes bilinçli, herkes farkında, herkes eşitlikçi-haklı ve tuhaf bir hayalden yana mavi ekranlar karşısında… -kimse özgül ağırlığının farkında değildir (ama) Yargısız ve arındığım dizelerim, zaman aşımı.

Şimdi Zamanı

 Şimdi ise zamanı daha beklemeye lüzumu yok Şimdi ise alınan ruhum Yak kendini yeniden Bir kapının arkasında Bir düşün önünde Al git ruhumu, boğ yeniden Ye-ni-den! Bu büyü bu iltimas bu imtihan  Bana işaret yok, ses yeniden!

Rilke ve Vesaire

"Anlamak, yalnızlıktır." -Rilke "Hayatın anlamsızlığı bizi garip ilişkilerle delip geçer." W.Stevens'dan aktaran, Adam Phillips, Öyle ve Böyle, s. 347. Her zaman olmasa da yaşam, yaşamak Yaşadığını hissettiğin anları düşün ama daima yakın ölüm Bak işte geçti bir muteber, bitti bir gün Belki de koca bir ömür Hep kursakta mı kalacak dün?

Patron Masaya Gelir

Resim
  Patron Masaya Gelir Edip Cansever M. Serdar Kuzuloğlu sesinden dinlemek için... Ben patronum, şöyle böyle bir adamım Bırakın konuşayım Bir bira içeyim konuşayım Kim ne derse desin kadınlara düşkünüm Ne yapayım öyleyim Kadın dendi mi sanki ben Vişneli bir dondurmayı durmaksızın yalarım. Ruhi Beyi pek tanımam Yok, hayır, belki de iyi tanırım Neden derseniz ben herkesi iyi tanırım İşsizim, dülgerim, boyacıyım Herkesle bir olurum Kişiliksiz kalırım. Günün herhangi bir saatinde çıkar gelir Nasılsınız Ruhi Bey, derim O her zamanki gibi: iyiyim, iyiyim Şu köşedeki masa onundur Başkası oturmuyorsa gider oturur Şaraptan başka bir şey içmez Bazen şarapla birayı karıştırır Doğrusu sarhoşken hiç görmedim Tersine çok incedir, derim ki biraz da soyludur Nedense bulutlanır gözleri arada O zaman kimseyi görmez Uzaklara bakar yalnızca Benimle konuşurken, gazetesini okurken Ruhi Bey uzaklara bakar Sanırsınız ki işte çok uzaklarda bir Ruhi Bey daha var Bana öyle gelir ki durmadan geri çağırır onu A...

OLSUN DA GÖR

OLSUN DA GÖR   O gün gelsin neşemiz tazelensin de gör Dünyayı hele sen bir barış olsun da gör Seyreyle gülü bülbülü Çifter çifter aylar gökyüzünde Her gece ayın on dördü X Kuşlar geçecek damların üstünden  Kuşlar konacak dallara Kanat seslerini duyup uyanırlarsa Gene kuşlarla uyusun çocuklar Olanı biteni anlatma. X Hiç görmediğim şey bu Kurdun gözü yılmış sürüden Elmanın yarısı soğuk yarısı sıcak Ağulu bitkilere dolanmış salkım Güneşten yağmur boşanacak X Yetsin demir çağının beyliği Yeni bir gün başlıyor demek Yeryüzünde korkusuz yaşamak İki milyar kişiye bir dünya İki milyar kişiye iki milyar ekmek X Yazık olur bu düş yarı kalırsa Barış günü insan hakkı yenirse Köroğlu' nun sözü dinlenmelidir Sivas ilinin Banaz  köyünden Pir Sultan Abdal dirilmelidir X Ah günüm yetse görmeye seni Seni övmeye gücüm yetse Barış çağı altın çağ Son ozanı ben olayım bu özlemin Bu özlem bitse X O gün gelsin neşemiz tazelensin de gör Dünyayı hele sen bir barış o...